Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ahirette insan şu 5 şeyden sorguya çekilmedikçe Allah'ın huzurundan ayrılamaz; ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğinin ne şekilde yıprattığından, malını (servetini) nereden kazanıp nerelere harcadığından ve bildikleriyle amel edip etmediğinden. (Tirmizi, "Kıyâmet",1)
Dindar görünmek için ibadet etmek, âlim ve bilgili desinler diye ilimle uğraşmak, cömert tanınmak için zekât ve sadaka vermek riya olduğu gibi, varlıklı desinler diye gösteriş amaçlı tüketimde bulunmak da riyadır.
Reklam
Kalbin kirlenmesi, düşüncenin, sözün, eylemin kirlenmesi demek. Peki nasıl kirlenir kalp? Tamahkârlık, hırs, açgözlülük kalbi kirleten manevi hastalıklar. Heva ve hevesine tabi olmak bu kirliliğin başlangıç noktasıdır. İnsanoğlu bu dünyada hep istekleri ve hevesleri peşinde koşuyor. Hırsına yenilen insan, sonu gelmez isteklerinin ve arzularının esiri oluyor. İstekler çoğaldıkça çoğalıyor ve sonunda insan bir tüketim bağımlısı hâline geliyor. Daha çok tüketim, beraberinde daha çok üretimi; o da dünyanın kaynaklarını daha fazla israf ettirmeyi getiriyor. İsteklerin sınırsız, kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada, heva ve heveslerinin esiri olan insan, insanlık için olduğu kadar, dünyamız için de tehlike oluşturuyor. Kalbin dünyevi lezzetlere ve zevklere müptela olması ve hep bunları elde etme çabası içerisinde olması beyhûde bir çaba. Çünkü bu, sonu olmayan ve âdeta insanı içine çeken, boğan, yok eden bir girdap. Ulvi duyguların, rahmetin ve sevginin neşet ettiği kalp, kirlendiğinde bu özelliğini kaybeder. Yüce Rabbimiz, kalplerin paslanmasından ve mühürlenmesinden söz ederken bu gerçeği vurgulamaktadır. Kalplerin paslanmasının, insanın işledikleri ve kendi eliyle kazandıkları yüzünden olduğunu da haber veriyor ayetler. Ayetin işaret ettiğini Hz. Peygamber açıklıyor: “Kul bir hata yaptığında kalbinde siyah bir leke oluşur, eğer günah işleyen döner, tevbe ederse kalbi parıldar. Eğer tekrar günah işlerse, bu siyahlık kulun bütün kalbini kaplar.” Yani manen kirlenmeye maruz kalan kalp, zamanla tamamen kirlenir ve bu kirlilik kalp üzerinde bir tabaka oluşturur. Ve sonunda kalp mühürlenir. Kalbin mühürlenmesi en büyük kirliliktir.
Kalbin kirlenmesi, düşüncenin, sözün, eylemin kirlenmesi demek. Peki nasıl kirlenir kalp? Tamahkârlık, hırs, açgözlülük kalbi kirleten manevi hastalıklar. Heva ve hevesine tabi olmak bu kirliliğin başlangıç noktasıdır. İnsanoğlu bu dünyada hep istekleri ve hevesleri peşinde koşuyor. Hırsına yenilen insan, sonu gelmez isteklerinin ve arzularının esiri oluyor. İstekler çoğaldıkça çoğalıyor ve sonunda insan bir tüketim bağımlısı hâline geliyor. Daha çok tüketim, beraberinde daha çok üretimi; o da dünyanın kaynaklarını daha fazla israf ettirmeyi getiriyor.
56 syf.
6/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Doğru konu zayıf anlatım
Aslında kitap kötü değil veya içeriği yanlış değil lakin zayıf. Çok basit dille gündelik bildiğimiz şeylerin konuya dökülmüş hali. Ayetlerle desteklenmesi güzel ama daha çarpıcı cümleler, hikayeler, öğütler beklerdim ben. Hafif bir kitap zaman geçirmek için okunabilinir onun dışında ayetler de olmasa çok vasat bir kitap
Tüketim Ahlâkı ve İsraf
Tüketim Ahlâkı ve İsrafMuhlis Akar · Diyanet İşleri Başkanlığı · 200831 okunma
TÜKETİM AHLAKI...
Bir gün Abdullah b. Amr Resûlullah’ın (s.a.s.) yanına gelerek, “Güzel elbise giymem kibir midir?” diye sorar. Resûlullah, “Hayır.” der. Abdullah bu sefer, “Asil bir deveye binmem kibir midir?” diye sorunca Resûlullah (s.a.s.) yine, “Hayır.” cevabını verir. “Peki,” der Abdullah, “Bir yemek yapsam da insanları davet etsem, yanımda yeseler ve arkamdan yürüseler, bu kibir midir?” Allah Resûlü aynı şekilde, “Hayır.” diye cevaplar. “Öyleyse kibir nedir?” diye sorar Abdullah. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: “Kibir, Hakk’ı hafife alman ve insanları küçük görmendir.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, III, 132; İbn Hanbel, II, 170). Sevgili Peygamberimizin sözlerinden, nimetleri kullanmadaki serbestliği sınırlayan tek şeyin kibir ve israf olduğu görülmektedir. “Kibre düşmeden ve israfa kaçmadan (dilediğinizce) yiyin, sadaka verin ve giyinin!” (Nesâî, Zekât, 66) hadisindeki bu kayıt, şu ayette de güçlü bir şekilde vurgulanır: “Ey Âdemoğulları! Her mescid(e gidişiniz)de güzel elbiselerinizi giyin, yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü O (Allah) israf edenleri sevmez.” (A’râf, 7/31).
Reklam
- TÜKETİM AHLAKI VE İSRAF -
Günümüzde, lüks ve gösterişten kaynaklanan tüketimin, çöp kutularına atılan ekmeklerin, dökülen yemeklerin, sırf modayı takip etme adına sürekli yenilenen elbiselerin, satın alınan araçların, gösterişli olarak yapılan pahalı düğünlerin, kısaca tüketim alanında yapılan aşırı israfın haddi hesabı yoktur. oysa israf ve gösterişin tüketiminin, kişilerin manevi hayatlarında olduğu kadar maddi hayatları üzerinde de çok yönlü olumsuz etkileri vardır. Hadi gelin israfa hayır diyelim..
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.